Yazılarım

Mutluluğa Dair Her Şey

yetiskin-terapisi_zehra_celtekligil
Genel

Mutluluğa Dair Her Şey

Mutluluk; ulaşmak için çabaladığımız, bulduğumuzda kaybetmekten korktuğumuz ve kimilerine göre hayatımızı arayışında geçirdiğimiz bu duygudur.

Altı temel duygudan biri olan mutluluk; öfke, korku, üzüntü, iğrenme ve kıskançlık duygularına karşı pozitif olan tek duygudur.

Peki ama bilimsel anlamda mutluluk nedir?

Psikanalitik Yaklaşıma Göre Mutluluk

Analitik yaklaşıma göre kişinin mutluluğunu, hayatın insana doğumdan ölüme kadar dayattığı zorluklarla baş edebilme kapasitesine bağlar. Doğduğu andan itibaren acı ve hayal kırıklıklarıyla yüzleşmeye başlayan insan, hayatta baş edilmesi zor görevlerle mücadele ederken silinmesi güç yaralar alır.

Freud’a göre insanın daimi acısı onu mutluluk arayışına iter, mutluluğu bulan insan onu korumaya ve saklamaya çalışır ancak tüm bu çabaları onu daimi mutsuzluğuna geri döndürmekten başka bir işe yaramaz zira mutluluk anında yaşanan ve zaman içinde kaybolan bir duygudur.

Freud, insan mutsuzluğunun üç ana kaynağı olduğunun altını çizer. Bunlar; insan bedeni, dış dünya ve diğer insanlarla olan ilişkilerdir. Bu tanımlamaya göre, en acı deneyimlerin ve en büyük mutsuzluğun kaynağı insan ilişkileri olmakla birlikte en büyük mutluluk kaynağı yine odur. Freud bu durumu insan olmanın temel prensibi olarak nitelemekle birlikte, insan ilişkilerinden doğan acıdan kaçmanın ancak daha büyük acılar getireceğini vurgular. Dünyada mutluluğun insan ilişkilerinden daha büyük bir kaynağı da yoktur. Freud’a göre acılarla dolu hayatın içindeki yalnızlığıyla baş etmeye çalışan insan her zaman dünyayla ilk temas ettiği zamanlarda anneyle birlikteyken hissettiği sonsuz bağdan kaynaklı ‘coşkun duygu’yu aramaktadır. Büyüdükçe anneyle kurduğu o ‘birlik’ bağının hakikat olmadığını anlayan çocuk bu bağı diğer insanlarla olan ilişkilerinde aramaya devam eder ve bu duygunun arayışı hayatı boyunca hem mutluluğun hem de mutsuzluğunun kaynağı olmaktadır.

Hümanistik Yaklaşıma Göre Mutluluk

Rogers mutluluk ve kendini gerçekleştirme potansiyeli arasındaki ilişkiye vurgu yapmıştır. Kişinin kendi potansiyelini gerçekleştirmesi, sadece kendi olmaktan geçer ve bunun tek yolu da insanın kendini bilmesidir. Bunun yanında, insanın karşılanması gereken iki temel ihtiyacı kendine koşulsuz takdir sunması ve kendi ihtiyaçlarını, hayallerini ve rüyalarını dinlemesidir. Kişi kendini gerçekleştirme potansiyeline ne kadar yakınsa o kadar mutlu olma olasılığı yüksektir.

Mutlulukla İlgili Bozukluklar

Mutlulukla ilişkili bozukluklar altında değerlendirilen anhedoni kişinin hiçbir durumda hazzı deneyimleyememesi olarak tanımlanır. Çoğunlukla motivasyonun düşmesi ve olumlu hayat deneyimlerinden keyif alamama olarak tanımlanmakla birlikte genellikle distimi ve şizofrenide kendini göstermektedir. Tanı kategorileri göz önüne alındığında mutlulukla doğrudan ilişkili olduğu düşünülen bozukluklar ise bipolar bozuklukta görülen hipomani ve mani dönemleridir.

Terapide Mutluluk

Mutluluk psikoterapinin temel kavramlarından bir tanesidir. Terapiye gelen danışanların büyük çoğunluğu mutluluk ya da mutsuzluk ile ilgili problemlerle gelmektedirler. Başka bir deyişle, danışanların terapiye mutsuz oldukları için geldiklerini ifade etmek mümkündür. Terapi arayışı aslında mutlu olmak ya da en azından daha az mutsuz olmak arayışıdır.

Psikanalitik yaklaşıma göre terapiyle mutsuzluk azaltılabilir ya da acılar hafifletilebilir ama bu, danışanın mutluluğa kavuşacağı anlamına gelmez.

Mutluluğun anlaşılmaz, tarifi zor ve gizemli bir duygu olduğu söylenilebilir. Onu yakalamak için ne kadar çabalanırsa çabalansın, o hep ulaşılmazdır. Mutluluk ancak ‘şimdi’dedir.

Mutlu günler dilerim.

Uzm. Psk. Zehra Çeltekligil